Hoş Geldiniz | 06 Mayıs 2024 Pazartesi

ÖĞRENMEYİ ÖĞRENMEK.

15 Kasım 2013 Cuma 09:23:50 ÖÖ 1776 kez okundu.

Günümüzde öğrenmeyi kalıcı hale getirmek için bilgiyi hazır vermek yerine, bilgiye hangi yolla nasıl ulaşılacağının öğretilmesi daha doğru bir yaklaşımdır. Emek harcanmadan, alın teri olmadan kazanılan her şey, kolay kaybedilir. Hayatın her alanında bu böyledir. Eğitim, öğretim, bilgi edinme aslında farkına varmadığımız, yemek içmek gibi çok somut bir ihtiyacımız. Nasıl ki günde üç öğün yemek yiyoruz ve yemediğimiz zaman acıkıyoruz. Aslında aynı şekilde bilgi edinme de günde üç öğün hatta daha sık almamız gereken bir ihtiyacımız.

Fakat almıyoruz. Yani aç geziyoruz. Bilgiye aç geziyoruz. Öğrenmek istiyoruz ama gene de aç geziyoruz. Ya da açız, kuru ekmekle yetiniyoruz. Halbuki etrafımızda meyveli ağaçlar var, dere var, göl var, orman var. Fakat biz açız. Ne meyveleri toplamayı biliyoruz nede balık tutmayı.
İşte, beni heyecanlandıran, hırslandıran şey bu. Maalesef ülkemizde bu yanlışlık eğitimin ilk aşamasında başlıyor.

İlköğretim, temel eğitim, yavrumuza canımıza ciğerimize istese de istemese de, yeteneği olsa da olmasa da vermek zorunda olduğumuz eğitim. Yavrumuzun geleceği için yapılması gerekende zaten bu. Fakat ne vermeliyiz, ya da neleri öğretmeliyiz, ya da neyi ne kadar. Sizce ne olmalı? Türkçe, Matematik, İngilizce veya diğerleri. Öğretiyoruz. Çocuklarımız için elimizden geleni yapıyoruz. Dershaneye gönderiyoruz, özel ders veriyoruz. Yani balık veriyoruz, ama balık tutmayı öğretmiyoruz, Hele hele üstüne test yapıyoruz. Ne öğrettiğimizi görelim diye. Test! Test! Test! Hayat size sunduklarını test şeklinde mi sunuyor. Yağmur yağıyor. Yanımıza almamız gereken şey nedir?
Şemsiye   b) Şişe  c) Hiç biri.

Böyle mi? Bakın hayatınıza, varmıydı böyle bir seçenek? Ama biz gene de yavrularımızı test yoluyla test ediyoruz. Liseye geçeği zaman doping yapıyoruz iyi bir lise için. Fakat sonra, dopingle bir üst lige çıkan takım gibi yıkılıyor yavrumuz. Hele hele öğrenmeyi öğrenmemişse, yani balık tutmayı bilmiyorsa durum daha da vahim. Yada varsa maddi manevi gücü, ekstra derslere devam, dershane ve test test test. Ve daha sonra ?

Evet biz canımıza, ciğerimize, geleceğimize öğrenmeyi öğretmeliyiz. Balık vermek yerine balık tutmayı öğretmeliyiz. Özellikle temel eğitimde bunu yapmalıyız. "Öğrenmeyi öğrenmek" ilköğretimde verilmesi gereken en önemli konu. Fakat maalesef ülkemizde bu yeterince dikkate alınmıyor. Yaşayarak görerek öğrenme gibi birçok güzel şeyler olsada. Hep öğretiyoruz. Ve her şeyi yüklüyoruz. Fakat öğrenmeyi öğretmiyoruz. Eğer öğrencilerimiz öğrenmeyi öğrenseler, daha kolay ve daha verimli ders çalışmayı öğrenseler, nasıl daha kolay öğrenebileceklerini bilseler sonuç çok daha farklı olur. Ve öğrencilerimizin geleceği daha parlak olur.

Gülerçin Koleji buradan yola çıkarak öğrencilere öğrenmeyi öğretmeyi gaye edinmiştir. Bir konuyu öğretmek yerine, bir konuyu nasıl öğreneceğini öğrettiğimizde, başka konuları öğrenci kendi öğrenecektir. Hedefe hazır bırakılmak yerine, hedefe giden yolu göstermekle farklı zamanlarda başka hedeflere öğrenci kendi varabilsin. Bütün amacımız bu … İşte bu Gülerçin Koleji’nin diğerlerinden farklı kılan bir çok özelliğinden bir tanesi. Bu konu üzerinde çalışmalarımız araştırmalarımız devam etmekte. Geçen yıl çok başarılı sonuçlar aldık. Önümüzdeki dönemde öğrencilerimizin başarılarının daha da arttığını göreceğiz.

Gülerçin Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı
Sait Bülent GÜLERÇİN

 


DİĞER HABERLER
İŞLEMLER ID
Gülerçin Koleji Logo
Gülerçin Koleji Logo
Anaokulu
İlkokul
Ortaokul
Lise
Özel Çerkezköy Gülerçin Eğitim Kurumları

Türkiyenin En Başarılı Eğitim Veren Kurumu - Özel Çerkezköy Gülerçin Koleji


Adres: İstasyon Mah. Çisem Sok. Tepe Emlak Konutları Karşısı Özel Okul Mevkii No:1 Çerkezköy / TEKİRDAĞ