700 yıl yaşamış olan Osmanlı devletinin geniş bir mutfak kültürü vardır.Osmanlı mutfağında suriye mutfağı baskın olmuştur.Matbah-ı amire denilen mutfak ,Fatih Sultan Mehmet döneminde 1475-1478’de yaptırıldı.Padişahın yemekleri kuşhane mutfağında ,
divan vezirleri ve harem halkının yemekleri has mutfakta ,haremin üst seviyeli kadınları için Valide sultan Mutfağında yemekler yapılırdı.
Mutfakta çıkma denilen terfi usulü uygulanırdı.Baş aşçı ve buna bağlı kalfalar ,bölük başları ve şagitler yer alırdı.Mutfaktan mezun olanlar daha yetenekli ise Enderun mektebine ,çıkacak durumda değillerse dışarıda taşrada “çıkma” denen isimle anılır ve iş görürlerdi.Mutfakta sığır eti tercih edilir,keçi ve oğlak da kullanılırdı.Tavuk eti çok tercih edilmezdi.Et çok fazla tüketilir ve gut hastalığı ortaya çıkardı.Zeytinyağı yemeklerde çok kullanılmamakla birlikte tereyağı ve kuyruk yağı kullanılırdı.17.asır kadı sicillerinde, narh defterinde “rugan-I zeyt”diye zeytinyağının adı geçiyordu.Domates çok geç kullanılmaya başlanmış ve salça kullanılamamıştır.Farklı baharatlar kullanılırdı.Tatlandırsın diye yemeklere erik ve meyveler eklenirdi.
Tatlı yapımı da önemli olup tatlılarda şeker ihtiyacı baldan karşılanırdı.Ramazanda güllaç yapılır aşure de pişirilirdi.Baklava ve kadayıf da yapılırdı.Ayva tatlısının yeri ise apayrı idi.Reçel kültürü de çok yaygındı.
İstanbul’un tahılı ,unu ,buğdayı Dobruca’dan gelirdi.Süt ürünleri,yağ ve peynir Kırım’dan gelirdi.