HAYAT - ZEYNEB ARIKAN 6B SINIFI

16 Aralık 2019 Pazartesi 23:31:01 ÖS

Sonraki Makale

Hayatımız, farklı evrelerden oluşan bir varoluş söz konusudur. Bu evrelerde farklı farklı zorluklarla karşılaşırız. Ben bu evrelerden biraz bahsetmek istiyorum. Öncelikle bebeklik evresinden başlayıp sırasıyla gideceğim. Bebeklik evresi, hayatı daha yeni yeni tanımaya çalıştığımız, bazen de toz pembe günler geçirdiğimiz günlerle beraber aynı zamanda da zor bir evredir. Neden mi? Bebekken her isteğimizi dile getiremez, hep başkalarına muhtacızdır. Fazla ilgi de görürüz. Bazen çok yabancılık çekeriz. Hep yabancı yüzler, farklı yerler. Karmaşık gelir. Kendimiz bir şey yapamaz, karışamayız hiçbir şeye. Çünkü bebeğiz ne yapabiliriz ki zaten. Çocukluk evresine gelelim. Bu sıralar daha çok anaokulu, ilkokul sıralarıdır. En güzel evrelerden biridir bana göre. Çünkü herkes o günlerine geri dönmek ister. Bu zamanlarda insan içine karışır, kaynaşır, paylaşır ve ailemizden de bir müddet de olsa ayrı kaymaya başlar, alışırız. Okumayı-yazmayı öğrenince adeta gözümüzde bir perde varmışta onu açmış gibi oluruz. Kavgalar, barışlar nedir, nasıl olur, gelecekte nelerle karşılaşacağız gibi sorulara cevap arayıp aynı zamanda altyapı oluştururuz.
Şimdi gelelim en sıkıntılı dönemlerden biri olan gençlik (ergenlik) dönemine. Bu evrede artık hayatı çözümlemişizdir. En azından ben öyle sanıyorum. Artık türlü türlü zorluklarla baş etmek zorunda kalmışızdır. Sınavlar, dersler, koşuşturmaca… Her şey üst üste gelir. Bıkarız artık ayakta durmaktan. Özgür olmak, büyümek, kendi kurallarımızı kendimiz yazmak isteriz. Genelde depresyon gibi zorlu zamanlardan geçerler. Bide büyüklerimiz işin içine girince sormayın. Onlar bir yandan, bu evrenin verdiği bıkkınlık bir yandan, sınavlar derken bir patlama yaşanabilir. Bu yüzden bu evredeki insanları sıkmayın, onlarla dertleşin, sıkıntılarını mutluluklarını sorun, onlara önemsendiklerini hissettirin. Güven duygusu bu zamanlarda çok önemlidir. Bu evredeki insanlar güvenmek ister. Güvenlerini bu evrede kaybederseniz bir daha asla kazanamazsınız. Yaşadıkları hiçbir şeyi unutmazlar. Onlara iyi bir dönem yaşatın. Sosyal olmalarını, dışarıda sağlam dostluklar kurmalarını sağlayın. Evlere kapanıp teknolojiyle uğraşmak yerine yeni alışkanlıklar kazanmasına yardımcı olun.
Gelelim yetişkinlik evresine. Bu evre insanın kendini en rahat hissettiği evredir. Ama kendilerine güvenmez ve iş hayatına atılmazlarsa bu evre çok sıkıntılı geçer. Bu evrede işleri oldukları zaman yapılması çok zevk veren aktiviteler vardır. Mesela yurtdışı gezileri, paraşüt ya da araba kullanmayı öğrenerek kafa dinlemek için yurt içinde tatiller. Tabi bunları yapacak kısıtlı süre vardı. Neden diye soracak olursanız bu evrenin içinde ayriyeten başka evreler bile vardır. Bunlardan biri evlenme sürecidir. İnsanlar bir süreden sonra yalnız yaşamaktan sıkılabilirler. Böylece kendilerine bir ruh eşi bulmaya ve onunla hayatlarını birleştirme çabasına girerler. Tabii istemeyenler de olur. Ama bu evlenme sürecinin en önemli noktası ruh eşini iyi seçmekten geçer. Çünkü ömrünüzün geri kalanını onunla geçireceksiniz. Eğer ruh eşinizi bulamazsanız yalnız kalıp kafa dinlemek bence en iyisi. Ama tabii ki insan bir süre sonra yalnızlıktan sıkılır. Bide evlenme döneminde sonra ebeveyn olma süreci de başlar. Hem eğlenceli hem de yorucu olan bu evre hayatınız renklendirir.
Ve geldik son evremiz ve bilin ki en zor geçen bu evre artık yolun sonudur. Aslında bu evre bebeklikten farksızdır diyebilirim. Çünkü derdimizi anlatamaz duruma gelebiliriz hem bizi dinlemez, sorgulamazlar. Bebeklikten daha bile zordur aslında. İlgi görmeyebiliriz. Hastalıklarla savaşabiliriz ve en kötüsü de içimizde hep bir ölüm korkusu olur. Sevilmeyebiliriz ve zor hareket edebiliriz. Sonunda da yolculuğumuzun sonuna gelerek yaşamımız son bulur.
Yani anlayacağınız üzere hayat zor da olsa kolay da olsa ölüm kaçınılmazdır. Ama bu son evreye kadar anın yaşamaya ve zamanınızı iyi değerlendirmeye bakın. Arkada kalanlar sizi ilgilendirmez. Siz hiç arkanıza bakmayın, bırakın sizinle olanlar peşinizden gelsin kimsenin canınızı acıtmasına izin vermeyin…

ÖĞRENCİ MAKALELERİ